11 Şubat 2007 Pazar

koku ve ses

hayatımız boyunca duyduğumuz tüm sesler arasında en az tanıdığımız, daha doğrusu hiç tanımadığımız tek ses, kendi sesimizdir. başka sesler bize birçok şeyi hatırlattığı halde kendi sesimiz bize hiçbir şey hatırlatmaz.

sesimiz hafızamızda tek bir ışık bile yakmaz. kendi sesimiz bize yabancıdır. kendi kokumuzu da alamayız, kokumuz da yabancıdır bize. bu kadar yakın olup ta sesine ve kokusuna yabancı olduğumuz tek insan kendimiziz. belki de bu yüzden kendimizi tanıyamayız. belki de bu yüzden bir başka insanın sesine ve kokusuna bu kadar çok ihtiyaç duyuyoruz. belki de bu yüzden aşık oluyoruz.

belki de, bir başkasının sesini ve kokusunu kendi sesimizin ve kokumuzun yerine koymaya, bir başkasının sesini ve kokusunu bir parçamız gibi hissetmeye aşk diyoruz. belki de, sevdiğimiz insanın sesine ve kokusuna doğru akıp gitmemiz, aslında kendimize doğru yaptığımız bir yolculuk. kendi sesimize ve kokumuza hafızamızda yer YOK. biz kendimize yabancıyız. o yüzden başkalarının sesiyle sevinip, başkalarının sesiyle acı duyuyoruz.

aşkı aramak, hep kendi sesimizi, kendi kokumuzu aramak belki. bizi dolaştıracak bir klavuzu bulmaya çalışmak. terk edildiğimizde duyduğumuz acı, bir parçamızı kaybetmekten. terk ettiğimizde ardımızda bıraktığımız keder, terk ettiğimiz insanın sesini ve kokusunu kendimizle birlikte götürerek geride bıraktığımız boşluktan.

aşkı yaşarken bunun hiç bitmeyeceğini sanmamız, bize bağışlanan büyük yanılgı sonucu, aşık olduğumuz insanın sesini ve kokusunu kendi parçamız sanmamızdan. sesler ve kokular olmasa geçmişimiz olmazdı.

aşk kendimizin sandığımız bir ses ve kokunun aslında bize ait olmadığını, bir başkasının sesi ve kokusu olduğunu anladığımız zaman biter. yanıldığımız sürece aşığız biz. seslerini kokularını istediklerimizin, vücutlarını da isteyeceğiz.

seni seviyorum dediğimizde, sen benim sesim ve kokumsun demek isteyeceğiz. kendi hafızamızda başkalarının sesleri ve kokularını klavuz yapıp dolaşabileceğiz ancak. kendi geçmişimize ancak başkalarıyla ulaşabileceğiz.

aşk tanrısı dünyayı yanılın emriyle yaratacak. hep yanılacağız. hep yanılıp, yanıldığımız için acı çekeceğiz. ama sevinçlerimizi de bu yanılgıya borçlu olacağız. yanıldığımız sürece seveceğiz. sonra yanıldığımızı anlayacağız.

ve gidip yeniden yanılacağız.

ahmet altan

Hiç yorum yok: